hava durumu
Jeotermal Kaynaklardan Elektrik Üretimi
Türkiye'de Jeotermal Enerji Kullanım Alanları
  • Elektrik Üretimi

Çeşitli araştırma tekniklerinin uygulanması sonucunda, jeotermal enerjinin oluştuğu uygun jeolojik koşullarda yapılan sondajlarla aşırı derecede ısınmış sular, yaş ve kuru buhar olarak yeryüzüne çıkarılmaktadır. Bu jeotermal akışkan, üzerindeki basıncın azalması ile su-buhar fazlarına ayrılmaktadır. Ayrılan buhar, jeotermal santrallere gönderilerek, elektrik enerjisine dönüştürülmekte, atık su ise, diğer ısıtma sistemlerinde kullanılmakta veya yeraltına basılmaktadır. Yaş buhar, buhar yüzdesinin ve entalpisinin yüksek olması durumunda elektrik üretimi için daha verimli olmaktadır.

Yerkabuğunun derinliklerinden elde edilen kızgın kuru buhar ise, doğrudan jeotermal santrallere gönderilerek elektrik enerjisine dönüştürülmektedir.

Elektrik üretimi için en elverişli jeotermal kaynaklar, yüksek sıcaklıklı ve yüksek entalpili kuru buhar sistemleridir. Bunların sıcaklıkları 250ºC-380ºC arasında değişmektedir. Çok az nemliliğe sahip buhar, kızgın kuru buhar olarak tanımlanmaktadır.

1985 yılı sonunda Yerküre üzerindeki jeotermal santrallerin toplam kapasitesi 4763MW (Megavat) dolayında bulunmaktaydı. Yapımı sürdürülen jeotermal santrallerle 2000 yılından, 72890MW elektrik enerjisi üretimi beklenmektedir. Bu veriler, jeotermal enerjinin ileride önemli bir güç kaynağı haline geleceğini ve konvansiyonel fosil enerji kaynaklarının yerini alacağını göstermektedir.

Bugünkü enerji gereksinimi karşısında jeotermal kaynakların enerji üretimine olan katkısı küçük görülebilir. Ancak bu enerji türünün araştırılması ve yararlanma biçimi ile ilgili çalışmaların oldukça yeni olması da gözden uzak tutulmamalıdır.

Tükenirliği olmayan, yenilenebilen bu enerji kaynağı üzerinde, yerküremizde çalışmalar sürdürülmekte, özellikle yararlanma biçimleri konusunda yeni araştırmalar yapılmaktadır. Jeotermal enerji kaynaklarının araştırılması konusunda başarılı çalışmalar yapılmakta ancak, bu enerjiden pratik ve ekonomik biçimde yararlanma konusunda yavaş bir ilerleme gözlenmektedir.
 

  • Sera Isıtmacılığı

Seraların ısı kaybının betonarme yapılara göre özellikle geceleri çok yüksek olması, güneş enerjisinin kullanımının sınırlı olmasına ve fosil yakıtlı ısıtma sistemlerinin işletme maliyetlerinin çok yüksek boyutlara ulaşmasına dolayısıyla da ürün fiyatlarının çok yüksek olmasına sebep olur. Bu da seracılığı ilkbahar ve sonbahar yetiştiriciliğine yöneltir. 

                                           

Jeotermal enerji düşük sıcaklıklı kaynağın da sera ısıtmasında kullanılabilir olduğu göz önüne alındığında sera ısıtmasında kullanılmaya çok uygundur, bu sebeple seracılık için çok önemli ve ekonomik bir kaynaktır; Nitekim jeotermal enerjinin en çok kullanıldığı yerlerden biri de seralardır. Şekil 1’i incelediğimizde Ege Bölgesi’nin jeotermal kaynak açısından en zengin, Akdeniz Bölgesi’nin ise en fakir bölge olduğu görülmektedir. Bu açıdan seracılık için Ege Bölgesi değerlendirilebilirse daha iyi imkanlara sahiptir nitekim bu özelliğinden dolayı Ege Bölgesi Seracılığı gelişmesini jeotermal enerji ve teknolojiyi de kullanarak sürdürmektedir. 

                        


                                                          

  • Termal Turizm ve Tedavi Amaçlı

    Avrasya, Afrika ve Arap levhalarının karşılaşma alanında bulunan Anadolu Levhası kırıklarla (fay) kaplıdır. Türkiye'de üç ana fay kuşağı yer alır: Kuzey Anadolu fayı,Doğu Anadolu fayı, Batı Anadolu Fayı. Bu nedenle Anadolukaplıca, ılıca ve maden suları açısından zengindir. Türkiye'de 500'ünün şifalı olduğu bilinen, 1300'den fazla sıcak yeraltı suyu kaynağı bulunur.

    Anadolu'da eski çağlardan itibaren sıcak sulardan yararlanılır. Bazı yerleşmeler termal kaynakların kenarına kurulmuştur: Hierapolis antik kenti Pamukkale'nin yakılarında termal kaynaklara bağlı kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında kaplıcalar üzerinde bilimsel bakış açısıyla çalışılmıştır. Bursa ve Armutlu (Yalova) kaplıcaları modernize edilerek düzenlenmiştir.

    Türkiye termal kaynak bakımından Avrupa'da birinci, dünyada yedinci sırada yer alır. Türkiye'de 46 ilde 190 kaplıca bulunur. Yerli termal turistlerin çoğunluğu Marmara (%43,8) ve Ege (%26,6) bölgelerindendir. Termal turizm özellikle kırsaldaki küçük ilçelerin gelişimine önemli katkı yapar. Günümüzde Akyazı Kuzuluk ve Armutlu, yakın gelecekte Taraklı termal turizmden faydalanacak yerleşim yerleri arasındadır. Şehir nüfusu 7,135 olan Taraklı ilçesine 1270 konutluk termal tesis yapılmaktadır.


    Yapılan bir araştırmada termal turizme katılanların; %32,6'sı sağlık, %28,5'i dinlenme amacındadır. İki veya daha fazla termal turizme katılanların 2/3'ü kadındır. Türkiye'deki termal alanlar ülke geneline dağıldığı için termal turizm deniz, yat, av, dağ, kongre, kış turizm etkinlikleriyle entegre edildiğnde daha değerli hale gelecektir. 2008 yılında Türkiye'ye 162.480 sağlık turisti gelmiş ve 282 milyon dolar harcama yapmıştır.

    Türkiye'de termal turizm yatak potansiyeli 1.365.000 olarak hesaplanmıştır. Önemli termal potansiyele sahip iller ve potansiyel yatak sayıları şu şekilde sıralanır: 1.Afyon (189.356), 2.Aydın (139.276), 3.Denizli (129.287), 4.İzmir (101.067), 5.Kütahya (94.910), 6.Sivas (90.504)
    Türkiye'de Kültür ve Turizm bakanlığından; turistik yatırım, turizm işletme belgeleri olan ve belediye ruhsatlı olmak üzere toplam 100 tesis, 29.727 yatak kapasitesi bulunur. Kısa dönemli hedef 50.000 yatak kapasitesidir. Mevcut onaylı imar planlarına göre termal turizm yatak kapasitesi 100.000 yataktır. Bakanlığın uzun vadeli hedefi; Türkiye'nin Avrupa'da bir numaralı destinasyon olması, yıllık 15 milyon termal turistin gelmesi ve 500 bin yatak kapasitesine ulaşmaktır.

     

  • Bölgesel Isıtmalar
    Bölgesel ısıtma sistemi, bir veya birçok enerji kaynağında üretilen ısının önyalıtımlı boru sistemleri vasıtası ile ısı kullanıcılarına (endüstri tesisleri, toplu konut uygulamaları, mahalle ve şehir vb.) taşınarak ısınma ve sıcak su ihtiyaçlarının karşılandığı büyük ölçekli ısıtma sistemleridir. Bölgesel Isıtma Sistemine ısı, genellikle birleşik ısı ve güç (diğer adı kojenerasyon) sistemi, katı atık (çöp) yakma tesislerinin (en:Incineration) atık ısısı, endüstriyel atık ısı (en:Waste heat), jeotermal enerji, güneş enerjisi vb. ısı kaynaklarından sağlanır. Özellikle İskandinav ülkelerinin yoğunlukta olduğu pek çok ülkede elde edilen deneyimlere bağlı olarak bölgesel ısıtma sistemlerinin ekonomik, güvenilir ve diğer ısıtma sistemlerine göre çevreye daha çok duyarlı olduğu ispatlanmıştır.


    Bölgesel ısıtma sistemlerinin Türkiye'de ve dünyadaki örneklerinde, ısı kaynağı olarak birleşik ısı ve güç santralı ve jeotermal enerji yaygın olarak kullanılmaktadır. Birleşik ısı ve güç santrallarında elektrik üretimi sırasında meydana gelen atık ısı, bölgesel ısıtma sisteminde değerlendirildiği için santralın enerji verimliliği sadece elektrik üretimi gerçekleştirilen termik santrallara göre daha yüksek olmaktadır.Ayrıca endüstriyel işlem, süpermarket soğutma sistemleri vb. birçok sistemlerin sürecinde meydana çıkan atık ısı, günümüzde yapıldığı gibi çevreye atılmak yerine, bölgesel ısıtma sistemleri vasıtası ile konut ısıtmacılığında kullanılabilir. Çoğu bölgesel ısıtma sistemi uygulamalarında, ısı ihtiyacının çok arttığı sabah ve akşam saatlerinde artan ısı talebi yedek ısı kazanları ve ısı depolama tankları ile sağlanmaktadır.